BÖLÜM 3

1. Fakat böyle bir tez bütünüyle saç­ma; çünkü aklın kendi duyguları­na değil bedeninkine egemen olduğu açıktır.
2. Hiçbirimiz böyle bir isteği yok edemez, ama bu isteğe tutsak ol­mamamız için akıl bize yol gösterir.
3. Hiçbirimiz öfkeyi zihnimizden sö­küp atamayız, ama akıl öfkeyi dene­tim altına almamızda bize yardım eder.
4. Hiçbirimiz kötü düşünceleri yok edemez, ama kötülüğe yenik düşme­memiz için akıl yanımızda ona karşı savaşır.
5. Çünkü akıl duyguların kö­künü kurutmaz, ama onları karşılar.
6. Şimdi bu Kral Davut'un susamasıyla ilgili öyküyle daha iyi açıklanabi­lir.
7. Davut bütün gün Filistliler'e sal­dırmış ve kendi ulusundan askerlerle birlikte onların birçoğunu öldürmüş­tü.
8. Daha sonra karanlık bastığında ata­larımızın tüm ordusunun çevresinde or­dugah kurduğu krallık çadırına ter için­de ve bitkin bir durumda vardı.
9-10. Diğerlerinin hepsi yemekteydi ama kral çok susamıştı. Orada bol su kaynakla­rı olmasına rağmen susuzluğunu gideremiyordu.
11. Düşmanın elindeki böl­gede bulunan su için duyduğu man­tıksızca arzu nedeniyle acı çekiyor, de­li oluyor, yanıyor, tutuşuyordu.
12. Kra­lın özleminden dolayı korumaları acı acı yakındıkları zaman genç ve gözü pek iki asker tepeden tırnağa silahla­nıp yanlarına bir sürahi alarak kralın isteğini yerine getirmek için düşman si­perlerinin ardına geçtiler.
13-14. Kapıdaki nöbetçiler tarafından görülmeden düşman ordugahına cesaretle girip pı­narı aramaya koyuldular. Bulunca ora­dan krala su getirdiler.
15. Fakat Davut susuzluktan yanıp tutuştuğu halde kan­la eşit değere sahip olan bu suyu içme­yi canı için korkunç bir tehlike olarak gördü.
16. Bu nedenle arzusuna karşı ak­lını kullanıp bu suyu Tanrı'ya bir su­nu olarak yere döktü.
17. Çünkü ölçülü akıl, duyguların dürtülerini yenip büyük tutkuların ateşini söndürebilir.
18. Aşırı olsa da bedensel acıların üstesinden ge­lebilir ve aklının soyluluğuyla duygula­rın egemen olma çabalarını hor görür.
19. Şimdi ele alacağımız olay bize ölçülü akıl konusunda örnek olacak bir öyküdür.
20. Atalarımızın, yasaya uymaların­dan dolayı sağlam bir barışın meyve­lerinden yararlandıkları ve Asya Kralı Seleukus Nikanor'un hem tapınak hiz­metleri için onlara para sağladığı hem de uluslarını benimsediği başarılı bir dönemdi.
21. Tam o sırada bazı kişiler kamu düzenine karşı bir devrim giri­şiminde bulunup çok çeşitli felaketle­re neden oldular.