BÖLÜM 7

1. Atamız Elazar'ın aklı becerikli bir kaptan gibi inanç gemisini duygular denizinde yönlendirdi.
2-3. Za­lim hükümdarın fırtına kadar sert dav­ranışlarıyla hırpalanmış ve işkencele­rin güçlü dalgaları altında ezilmiş ol­duğu halde ölümsüzlüğün zafer limanına ulaşana kadar inancın dümenini hiçbir şekilde sağa sola çevirmedi.
4. Us­taca yapılmış çok sayıda savaş araçla­rıyla kuşatılmış hiçbir kent bu kutsal adam gibi dayanmış değildir. Kutsal ya­şamı işkenceler ve germe aletleriyle tükendiği halde, kuşatmacıları adanmışlık kalkanıyla yendi.
5. Atamız Ela­zar aklını denize sarkan kayalık bir burun gibi tutarak duyguların azgın dalgalarını kırdı.
6. Ey kâhinliğe layık kâhin, yasaca kirli yemekleri yiyerek saygı ve paklıktan başka bir şeyi ta­nımayan kutsal dişlerini ve mideni kirletmedin, kutsallığını bozmadın.
7. Ey tanrısal yaşamın filozofu, yasayla uyum içinde olan adam!
8. Yasanın yönetici­leri böyle olmalı, kendi kanları ve ölüm pahasına da olsa acının asil terleriyle yasayı korumalı!
9. Sen baba­mız, görkemli dayanıklılığın ile yasa­ya olan bağlılığımızı pekiştirdin ve öv­düğün kutsallığı inkâr etmeyerek sözü­nü ettiğin tanrısal felsefeyi eylemle­rinle inandırıcı kıldın.
10. Ey işkence­lerden daha güçlü ihtiyar, ey ateşten de alevli olgun adam, ey tutkulardan üstün kral Elazar!
11-12. Atamız Harun buhurdanını yanına alarak kalabalığın arasından koşup ateş saçan meleği na­sıl yendiyse, Harun'un torunu Elazar da ateşte yanıp tükendiği halde aklını yitirmeyerek sağlam durdu.
13-14. Bedeni yıpranmış ve dayanıksız, kasları gevşek, sinirleri güçsüz, yaşı ilerlemiş biri olduğu halde akıl aracılığıyla ru­hunda gençleşerek İshak'ınkine ben­zer bir akıl ile çok başlı germe aletini etkisiz kıldı.
15. Ey kutsanmış yaşa ge­len, ağarmış onurlu saçlara sahip ve yasaya uygun bir yaşantısı olan, ölü­mün sadık mührüyle yetkin kılınan adam!
16. Dolayısıyla yaşlı bir adam kut­sal yaşayışından dolayı işkenceleri ölü­me dek hor gördüyse, adanmış aklın duygulardan daha üstün olduğu ap­açık bir gerçektir.
17. Bazıları belki, "Herkes yeterince sağgörülü bir akla sahip olmadığı için duygularına ege­men olamıyor" diyebilir.
18. Ancak yal­nız tüm yüreğiyle inanca uyanlar ben­liğin tutkularına egemen olabilirler.
19. Çünkü atalarımız İbrahim, İshak ve Yakup gibi onlar da Tanrı için öldük­lerine değil, yaşadıklarına inanmakta­dırlar.
20. Bu nedenle bazı insanların akıllarının eksikliğinden ötürü duygu­ları tarafından yönetilir gibi görünme­leri çelişkili bir durum değildir.
21-22. Felsefenin bütün ölçütlerine göre ya­şayan, Tanrı'ya güvenen ve erdem uğ­runa her tür acıya katlanmanın kutsa­masını bilen hangi insan Tanrı'ya olan bağlılığı aracılığıyla duyguların üstesinden gelemez?
23. Çünkü ancak bilge ve cesur olanlar duygularının efendileridir.