1-2. Etrafı silahlı askerlerle çevrili danışmanlarıyla birlikte
yüksek bir yerde duran zalim Antiyokus, korumalarına her Yahudi'yi yakalayıp
putlara sunulmuş yemekleri ve domuz eti yemeleri için onları zorlamalarını buyurdu.
3. Kirli yiyecekleri yemeye istekli olmayanlar işkence aleti
üzerinde gerilip öldürülecekti.
4. Birçok insan toplandıktan sonra topluluğun önderi Elazar
adında bir adam kralın önüne getirildi. Kâhinlik eden bir aileden gelen bu
adam, felsefesinden dolayı zalim hükümdarın sarayında iyi tanınan, yaşı
ilerlemiş, yasa konusunda bilgili biriydi.
5-6. Onu görünce Antiyokus şöyle dedi: "İhtiyar, sana işkence
etmeye başlamadan önce domuz eti yiyip kendini kurtarmanı öneriyorum.
7. Çünkü yaşına ve ağarmış saçlarına saygım var. Bunlara uzun
zamandır sahip olmana karşın, Yahudiler'in dinine uyman, senin gerçek bir
filozof olmadığını gösteriyor.
8. Madem doğa bize bu hayvanın güzel etini verdi, sen neden onu yemekten
sakınıyorsun?
9. Utanç verici olmayan lezzetli şeylerin tadına varmamak
ahmaklıktır, doğanın armağanlarını hor görmek yanlıştır.
10. Gerçek konusunda kibirli bir görüşe tutunarak kendi yararına
beni hor görmeye devam edersen çok daha akılsız bir iş yapmış olacağa
benziyorsun.
11-12. Aptalca felsefenin sana verdiği uykudan uyanıp boş
düşüncelerini dağıtıp, yaşına daha uygun bir görüş benimse. Yararlılık
konusundaki gerçeğe göre felsefe yaparak yaşlılığına acı ve benim insancıl
öğüdüme kulak ver.
13. Şunu iyice düşün: Dininize bakan bir güç varsa, seni
başkalarının zoruyla işlediğin günahlardan sorumlu tutmaz."
14. Zalim hükümdar onu bu şekilde yasa uyarınca kirli sayılan et
yemeye teşvik ettiğinde Elazar söz istedi.
15. Konuşmasına izin verildiği zaman halka şöyle seslenmeye
başladı:
16. "Ey Antiyokus, hayatımıza Tanrı'nın yasasıyla yön
vermeye karar veren bizler, yasaya itaat etmemizden daha güçlü bir zorlamanın
olmadığını düşünüyoruz.
17. Bu yüzden bunu hiç bir şekilde çiğnemememiz gerekir.
18. Yasamız, sandığınız gibi, gerçekten tanrısal olmasaydı ve bizi
bunu yanlışlıkla tanrısal olarak kabul etseydik bile, yine de kutsallık
konusundaki ünümüzü hiçe saymamız doğru olmazdı.
19. Bu nedenle yasaca kirli yiyecekleri yememizin küçük bir günah
olacağını sanmayın.
20-21. Mesele küçük de olsa, büyük de olsa yasayı çiğnemenin önemi
aynıdır. Çünkü her iki durumda yasa eşit bir şekilde hor görülmüş olur.
22. Felsefemize göre yaşamak mantıksızmış gibi onunla alay
ediyorsun.
23. Fakat yasa, tüm zevk ve isteklerden üstün olmamız için bize
özdenetim öğretir ve her tür acıyı çekmeye razı olup bunlara dayanmamız için
bizi cesaret konusunda eğitir.
24. Tüm işlerimizde tarafsız olmamız için adalet konusunda bizi
eğitir. Yaşayan tek Tanrı'ya gereken saygıyla tapınmamız için bize kutsallığı
öğretir.
25. "Bu yüzden yasaca kirli yiyecekleri yemeyiz. Çünkü
yasanın Tanrı tarafından verildiğine inanırız. Yeryüzünü Yaratan'ın bize
yasayı vermesiyle tüm doğaya ve bize merhamet gösterdiğini biliyoruz.
26. Yaşantımız için en uygun olanı yememize izin verdi, ama zarar
verecek etleri yememizi yasakladı.
27. Yasayı
çiğnememiz için bize baskı yapman ve bunu bizimle alay edebileceğiniz bir
şekilde nefret ettiğimiz kirli yiyecekleri yemeye zorlayarak yapman büyük zorbalık
olur.
28-30. Gözlerimi çıkarıp bağırsaklarımı ateşle yaksan bile bana
gülecek fırsatın olmayacak. Atalarımın yasaya uyma konusundaki kutsal
sözlerine karşı gelmeyeceğim.
31. Kutsallık uğruna akıllı davranamayacak kadar yaşlı ve korkak
değilim.
32. Haydi, işkence aletlerinizi hazırlayın, ateşi körükleyin!
33. Atalarımızın yasasını çiğneyecek kadar kendi yaşlılığıma acımıyorum.
34. Ey beni eğiten yasa, sana ihanet etmem! Ey güzelim özdenetim,
seni inkar etmem!
35. Felsefeye dayalı akıl, seni utandırmayacağım. Onurlu kâhinlik
ve yasa bilgililiği, seni yadsımayacağım.
36. Sen ey kral,
yasaya göre yaşadığım uzun ömrümü ve yaşlılığımın onurlu ağzını
kirletemeyeceksin.
37. Atalarım ölüm
pahasına olsa bile sizin şiddetinizden korkmayan biri olarak beni tertemiz
teslim alacaklar.
38.
Tanrısızlara zulmedebilirsiniz, ama ne sözleriniz ne de eylemleriniz dinsel
ilkelerime egemen olamaz."