BÖLÜM 5

1-2. Etrafı silahlı askerlerle çevrili danışmanlarıyla birlikte yüksek bir yerde duran zalim Antiyokus, koru­malarına her Yahudi'yi yakalayıp put­lara sunulmuş yemekleri ve domuz eti yemeleri için onları zorlamalarını bu­yurdu.
3. Kirli yiyecekleri yemeye is­tekli olmayanlar işkence aleti üzerin­de gerilip öldürülecekti.
4. Birçok in­san toplandıktan sonra topluluğun ön­deri Elazar adında bir adam kralın önü­ne getirildi. Kâhinlik eden bir aileden gelen bu adam, felsefesinden dolayı zalim hükümdarın sarayında iyi tanı­nan, yaşı ilerlemiş, yasa konusunda bilgili biriydi.
5-6. Onu görünce Antiyokus şöyle dedi: "İhtiyar, sana işkence etmeye baş­lamadan önce domuz eti yiyip kendi­ni kurtarmanı öneriyorum.
7. Çünkü ya­şına ve ağarmış saçlarına saygım var. Bunlara uzun zamandır sahip olmana karşın, Yahudiler'in dinine uyman, se­nin gerçek bir filozof olmadığını gös­teriyor.
8. Madem doğa bize bu hayva­nın güzel etini verdi, sen neden onu ye­mekten sakınıyorsun?
9. Utanç verici ol­mayan lezzetli şeylerin tadına varma­mak ahmaklıktır, doğanın armağanla­rını hor görmek yanlıştır.
10. Gerçek ko­nusunda kibirli bir görüşe tutunarak kendi yararına beni hor görmeye de­vam edersen çok daha akılsız bir iş yapmış olacağa benziyorsun.
11-12. Ap­talca felsefenin sana verdiği uykudan uyanıp boş düşüncelerini dağıtıp, ya­şına daha uygun bir görüş benimse. Yararlılık konusundaki gerçeğe göre felsefe yaparak yaşlılığına acı ve be­nim insancıl öğüdüme kulak ver.
13. Şunu iyice düşün: Dininize bakan bir güç varsa, seni başkalarının zoruy­la işlediğin günahlardan sorumlu tut­maz."
14. Zalim hükümdar onu bu şekilde yasa uyarınca kirli sayılan et yemeye teşvik ettiğinde Elazar söz istedi.
15. Ko­nuşmasına izin verildiği zaman halka şöyle seslenmeye başladı:
16. "Ey An­tiyokus, hayatımıza Tanrı'nın yasa­sıyla yön vermeye karar veren bizler, yasaya itaat etmemizden daha güçlü bir zorlamanın olmadığını düşünüyo­ruz.
17. Bu yüzden bunu hiç bir şekilde çiğnemememiz gerekir.
18. Yasamız, sandığınız gibi, gerçekten tanrısal olmasaydı ve bizi bunu yanlışlıkla tan­rısal olarak kabul etseydik bile, yine de kutsallık konusundaki ünümüzü hiçe saymamız doğru olmazdı.
19. Bu nedenle yasaca kirli yiyecekleri ye­memizin küçük bir günah olacağını sanmayın.
20-21. Mesele küçük de olsa, büyük de olsa yasayı çiğnemenin öne­mi aynıdır. Çünkü her iki durumda yasa eşit bir şekilde hor görülmüş olur.
22. Felsefemize göre yaşamak mantıksızmış gibi onunla alay ediyorsun.
23. Fakat yasa, tüm zevk ve isteklerden üstün olmamız için bize özdenetim öğretir ve her tür acıyı çekmeye razı olup bunlara dayanmamız için bizi ce­saret konusunda eğitir.
24. Tüm işleri­mizde tarafsız olmamız için adalet ko­nusunda bizi eğitir. Yaşayan tek Tan­rı'ya gereken saygıyla tapınmamız için bize kutsallığı öğretir.
25. "Bu yüzden yasaca kirli yiye­cekleri yemeyiz. Çünkü yasanın Tanrı tarafından verildiğine inanırız. Yeryü­zünü Yaratan'ın bize yasayı verme­siyle tüm doğaya ve bize merhamet gösterdiğini biliyoruz.
26. Yaşantımız için en uygun olanı yememize izin verdi, ama zarar verecek etleri yeme­mizi yasakladı.
27. Yasayı çiğnememiz için bize baskı yapman ve bunu bi­zimle alay edebileceğiniz bir şekilde nefret ettiğimiz kirli yiyecekleri ye­meye zorlayarak yapman büyük zor­balık olur.
28-30. Gözlerimi çıkarıp ba­ğırsaklarımı ateşle yaksan bile bana gülecek fırsatın olmayacak. Ataları­mın yasaya uyma konusundaki kutsal sözlerine karşı gelmeyeceğim.
31. Kut­sallık uğruna akıllı davranamayacak kadar yaşlı ve korkak değilim.
32. Haydi, işkence aletlerinizi hazırlayın, ate­şi körükleyin!
33. Atalarımızın yasasını çiğneyecek kadar kendi yaşlılığıma acı­mıyorum.
34. Ey beni eğiten yasa, sana ihanet etmem! Ey güzelim özdenetim, seni inkar etmem!
35. Felsefeye dayalı akıl, seni utandırmayacağım. Onurlu kâhinlik ve yasa bilgililiği, seni yadsı­mayacağım.
36. Sen ey kral, yasaya gö­re yaşadığım uzun ömrümü ve yaşlılı­ğımın onurlu ağzını kirletemeyeceksin.
37. Atalarım ölüm pahasına olsa bile sizin şiddetinizden korkmayan biri olarak beni tertemiz teslim alacaklar.
38. Tanrısızlara zulmedebilirsiniz, ama ne sözleriniz ne de eylemleriniz din­sel ilkelerime egemen olamaz."